CHP’li Sındır: Bütçede eğitime ayrılan hisse daima düşüyor!

CHP İzmir Milletvekili Kamil Okyay Sındır, 2023 Yılı Ulusal Eğitim Bakanlığı (MEB), ÖSYM ve YÖK Bütçesi Üzerine Plan ve Bütçe Komisyonu’nda konuştu. MEB’in bütçe artışının 2019’dan bugüne merkezi bütçe artışının altında kalışını eleştiren Sındır, düşük kalan AR-GE ödeneklerine dikkat çekti. Öğretmenevleri çalışanlarının takım taleplerini ve Bornova İmam Hatip Ortaokulu’nda ve Karşıyaka Atakent Anadolu Lisesi’nde yaşanan düşünceleri, rahatsızlıkları lisana getirdi.

“ÜNİVERSİTE SAYISI ARTIYOR YÖK’ÜN BÜTÇEDEKİ HİSSESİ AZALIYOR”

MEB’in, üniversiteler ile birlikte YÖK’ün düşen bütçesine ve AR-GE’ye ayrılan hissenin dünyanın çok gerisinde kaldığına dikkat çeken Sındır, “Milli Eğitim Bakanlığı’nın bütçesine baktığımızda, 2019’dan 2023’e kadar, merkezî idare bütçesinin artış oranlarının daima altında kaldığını görebilirsiniz. Ulusal Eğitim Bakanlığı’nın merkezî idare bütçesi içerisindeki hissesi da daima olarak düşmüş. Sayın bakan, bakanlığınız bütçesini 2019’da 11,84 iken 2020’de 11,45; 2022’de 10,79; hatta 2022 revize bütçede 7,44; 2023’te de 9,74’e düşmüşsünüz. Bu durum AKP iktidarının eğitim – öğretime verdiği değerin bir göstergesidir. YÖK’ün tüm üniversitelerle birlikte toplam bütçesinde de sayılar farklı değil. Yüksek öğretimde üniversite sayısının o kadar artıyor olmasına karşın toplam bütçe büyüklüğünün merkezi idare bütçesi içerisindeki hissesi daima düşmüş sayın bakan. AR-GE harcamalarında kamunun hissesinin yüzde 30’a düşürülmesinin hedeflendiğini biliyoruz. Yani özel kesimin hissesi yüzde 70. Münasebetiyle 2022’nin gayrisafi yurt içi hasılasına oranla olağanda AR-GE bütçesinin toplamda 177 milyar olması gerekirken ve bunun da yüzde 30’u olan kamuya dair bütçesi 53 milyar 180 milyon olması gerekirken AR-GE’nin bütçesinin 2023’te 18,6 milyar lirada kaldığını görüyoruz. AR-GE’ye ayrılan hissenin AB ortalaması yüzde 2, OECD ortalaması yüzde 2,5’a yakın, Almanya yüzde 3’ün üzerinde, İsrail yüzde 5’e yakın, Güney Kore yüzde 4,5. Biz de hedeflenen 1,32 bunun da çok uzağındayız. Türkiye’de eğitime  ve ar-ge’ye ayrılan hisse daima düşüyor” diye konuştu.

“EŞİT İŞE EŞİT FİYAT FIRSAT EŞİTLİĞİDİR”

Öğretmenevi ve Akşam Sanat Okulu İşçilerinin farklı statülerde istihdam edilmesinden ötürü yaşanan meşakkatlerini ve takım taleplerini de kurulda lisana getiren Sındır kelamlarına şöyle devam etti: “Öğretmenevi, Akşam Sanat Okulu, Resmi Gazete’de yayımlanan yönetmelikteki tarifine nazaran asli işlevleri eğitim çalışanlarının konaklama muhtaçlığını karşılamak olan ve Ulusal Eğitime bağlı olan çalışanlar, resmî bir kurum olmasına karşın bu işterlerinde iki farklı statüde bulunuyorlar; Devlet Memurları Kanunu’na tabi olanlar ve 4857 sayılı İş Kanunu’na tabi personel statüsünde olanlar. Bununla ilgili olarak kelam konusu statü farklılığının ortadan kaldırılması ve taşeron uygulamasına son verilmesine yönelik soru önergee sizin verdiğiniz cevap “Personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alımı içerisinde taşeron personel yoluyla emekçi çalıştırılmaktadır” oldu. Eşit işe eşit fiyat, fırsat eşitliği için bu durumu gidermenizi bilhassa bekliyorum. Öğretmenevi ve Akşam Sanat Okulu İşçilerine verilen kelamları tutunuz, devlet yurttaşları ortasında ayrım yapmaz, yapmamalı” tabirlerini kullandı.

İZMİR’DEKİ OKULLARDA YAŞANAN SORUNLAR

Bornova İmam Hatip Ortaokulu’nda ve Karşıyaka Atakent Anadolu Lisesi’nde yaşanan rahatsızlıkları, düşünceleri Bakan Mahmut Özer’e hatırlatarak tenkitlerde bulunan Sındır, kelamlarını şöyle sonlandırdı: “Bornova İmam Hatip Ortaokulu’nda, okul yöneticileri tarafından kız ve erkek öğrencilerin sınıflarının ayrıldığı, başka katlarda eğitim gördüklerine dair velilerden bizlere birtakım rahatsızlıklar iletildi. Velilerimiz diyor ki: ‘Çocuklarımız Ulusal Eğitim Temel Kanunu’nun ‘karma eğitim’ başlıklı 15’inci hususu mucibince okullarda kız ve erkek karma eğitimi yapılması aslına nazaran eğitim almalarını talep ediyoruz.’ Bu davete sessiz kalmayın sayın bakan. Temmuz ayında İzmir’in kıymetli liseleri ortasında yer alan Karşıyaka Atakent Anadolu Lisesi’nin de zelzeleye dayanıksız olduğu gerekçesiyle yıkılmasına karar verildi. Bir soru önergesi verdim. Hangi rapora dayalı? Bu raporun tarihi nedir? Rapor tarihinin hayli eski olduğu ve Pamukkale Üniversitesi tarafından verildiği söyleniyor ancak raporun tarihini hala bilmiyoruz. Atakent Anadolu Lisesi öğrencileri ve velileri sizden bir açıklama bekliyor. Madem epey eski, 30 Ekim zelzelesinden evvel bir karar olduğu söylendiğine nazaran bu mevzudaki raporun tarihini öğrenmek istiyoruz. Çünkü, şayet o kadar geçmişte hazırlanmış bir rapor ise ve yıkılma riski vardıysa neden bugüne kadar beklenildi? Kamuoyu her iki bahisle ilgili sizden açıklama bekliyor.”

Kaynak: Cumhuriyet
Kaynak Url: http://www.cumhuriyet.com.tr/turkiye/chpli-sindir-butcede-egitime-ayrilan-pay-surekli-dusuyor-1999571?utm_medium=Kategori%20Sayfasi&utm_source=Cumhuriyet&utm_campaign=Kategori%20Sayfasi