Bağlarda ‘dadı’ rolü bayanları yalnızlığa sürüklüyor!

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Uzman Klinik Psikolog Özgenur Taşkın, ilişkilerde kadının partnerine karşı ‘dadı’ rolü üstlenmesinin hem erkek hem de bayan üzerindeki tesirlerinden bahsetti.

Kadının ‘dadı’ rolü bağlantıda ruhsal dengesizliğe neden oluyor!

İlişkilerde bayanların partnerlerine karşı esirgeyici, düzenleyici ve yönlendirici bir rol üstlenmesinin, halk ortasında ‘erkek dadılığı’ biçiminde anıldığını lisana getiren Uzman Klinik Psikolog Özgenur Taşkın, “Bu, yalnızca bayanların fazladan sorumluluk üstlenmesi değil; tıpkı vakitte bağda ruhsal bir dengesizliğin ortaya çıkması manasına gelir.” dedi.

Temelde, bu cins dinamiklerin bireylerin geçmiş yaşantıları ve içselleştirdiği bağlantı şemalarıyla yakından alakalı olduğuna dikkat çeken Taşkın, “Özellikle bağlanma kuramı açısından incelediğimizde, ‘dadı’ rolünü üstlenen bayanların birden fazla, çocuklukta ya kendi ebeveynine ebeveynlik yapmak zorunda kalmış ya da duygusal muhtaçlıkları tam manasıyla karşılanmamış bireylerdir. Bu da onları, yetişkinlikte ‘onarmaya’ çalıştıkları şahısları seçmeye ve bu rolleri olağanlaştırmaya götürebilir.” halinde konuştu.

Kadının ebeveynlik rolü, erkeği zayıflatır; bayanı ise tükenmiş ve yalnız bırakır! 

Öte yandan, bu rolü kabullenen ya da buna yönelen erkeklerin ruhsal değerlendirmesini yapan Uzman Klinik Psikolog Özgenur Taşkın, “Bu çeşit erkeklerde sıklıkla duygusal sorumluluk almaktan kaçınma, öz-yeterlilik eksikliği ya da çok bakım görmüş olmanın getirdiği pasiflik gözlemlenebilir.” dedi.

Bazı erkekler için bu bağlantı modelinin, gelişimsel olarak geçemedikleri bir çocukluk evresinde kalmanın devamı üzere olduğunu kaydeden Taşkın, kelamlarını şöyle sürdürdü:

“İlişkide duygusal olarak regüle edilmek, yönlendirilmek ve taşınmak isterler. Bayanın bu rolü üstlenmesi ise, erkeğin kişisel gelişimini ve ilgi içinde eşit sorumluluk alma marifetini zayıflatır. Bayan açısından ise bu dinamik uzun vadede ağırdır. Başlangıçta denetim duygusu ve işe faydalık hissi verse de vakitle yorgunluk, tükenmişlik, değersizlik ve hatta cinsel isteksizlik üzere sonuçlar doğurabilir. Zira ruhsal olarak, birine ebeveynlik yaptığınızda, o şahsa karşı romantik yahut erotik bir çekim hissetmeniz giderek zorlaşır. Duygusal yükü daima üstlenen bayanlar, ilgide yalnızlık hissiyle da baş başa kalabilir.”

Sağlıklı bağ, iki yetişkinin birbirini desteklediği fakat taşımadığı ilişkidir! 

Türkiye üzere toplulukçu kültürlerde bu durumun daha görünür hale gelebileceğini söz eden Uzman Klinik Psikolog Özgenur Taşkın, “Çünkü burada bayanlara küçük yaşlardan itibaren ‘idare eden, toparlayan, fedakâr olan’ roller biçilmiştir. Birebir vakitte erkek çocuklarının fazla el üstünde tutulduğu, sorumlulukla değil, ‘hakla’ büyütüldüğü aile yapılarında, bu dinamikler bağlara kolaylıkla sızar.” dedi.

Bu tabloyu değiştirebilmek için evvel farkındalık gerektiğinin altını çizen Taşkın, kelamlarını şöyle tamamladı:

“Kadınlar kendilerine sormalılar; ‘Ben bu alakada partnerimle eşit miyim, yoksa onun hayatını yöneten bir figür müyüm?’, ‘Yük paylaşımı var mı, yoksa yalnızca ben mi taşıyorum?’, ‘Bir partner mi arıyorum, yoksa bir çocuk mu büyütüyorum?’. Sağlıklı bir münasebet, iki yetişkinin birbirine alan tanıdığı, dayanak verdiği lakin birbirini taşımadığı bağlantıdır. Sonlar koymak, rollerin farkında olmak ve gerektiğinde duygusal emek paylaşımını talep etmek, bağın sürdürülebilirliği açısından kritiktir. Unutmayalım ki sevgi vermek bir seçimdir, lakin bakım emeği vermek bir sorumluluktur ve bu sorumluluk çift taraflı olmalıdır.” 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı