OVP’deki ihracat maksatları ihracatın büyümeye katkı sunmasını zorlaştırıyor

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, 2026-2028 Orta Vadeli İstikrar Programı’nı (OVP) açıkladı.

Programda, 2028 yılı için 300 milyar dolar mal, 150 milyar dolar hizmet ihracatı amacı öne çıktı. Fakat ihracatçılar, bu gayelerin ihracatın büyümeye olumlu katkı vermesi için yetersiz olduğunu savundu.

Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, OVP’deki büyüme maksatlarının (2026 yılı için yüzde 3,8, 2027 için yüzde 4,3 ve 2028 yılında yüzde 5 ile) ihracat amaçlarıyla örtüşmediğini belirterek şunları söyledi:

“Son iki çeyrektir ihracat büyümeye katkı sunmadı. Hatta ekside kaldı. Bu tablo önümüzdeki devir için de ipuçları veriyor. İhracatın büyümeye katkı sağlayabilmesi için çift haneli artışlar gerekiyor. Bunun için ihracatçılarımızın rakipleriyle tıpkı koşullarda desteklenmesi kural.”

Eskinazi, OVP’de öne çıkan eser ve pazar çeşitliliği, yüksek katma bedelli üretim, ticaret diplomasisi ve lojistik üstünlük amaçlarını ise olumlu bulduklarını lisana getirdi.

Afrika, ihracatımızda ikinci büyük pazar pozisyonuna yükseldi

OVP’de Afrika’ya ihracat artışına vurgu yapılmasını kıymetlendiren Eskinazi, EİB’in Afrika’ya ihracat performansına da değindi. Eskinazi; “2025’in birinci 8 ayında Afrika’ya ihracatımız yüzde 25 artarak 954 milyon dolardan 1 milyar 196 milyon dolara çıktı. Afrika, AB’den sonra en çok ihracat yaptığımız ikinci pazar oldu.”

Eskinazi, yeşil ve dijital dönüşüm yatırımlarına, Ar-Ge’ye ve lojistik projelerine verilen dayanağın ihracatın niteliğini artıracağını, Türkiye’nin rekabet gücünü yükselteceğini vurguladı.

Milli gelir artışından 85 milyon adil hisse almalı

Türkiye’nin 2025 yılı sonunda 1,5 trilyon doları aşan ulusal gelirle dünyanın 16., Avrupa’nın 6. büyük iktisadı olacağı, kişi başı ulusal gelirin 17 bin doların üzerine çıkacağı ve Türkiye’nin yüksek gelirli ülkeler kümesine gireceği öngörülerini de kıymetlendiren Eskinazi, “Bu muvaffakiyet döviz kurlarının uzun yıllardır baskılanmasıyla elde edilmiş bir muvaffakiyet. Öte yandan kişi başı ulusal gelir 17 bin dolara çıkarken toplumun çok az bir kısmı bu refah artışını hissediyor. Türkiye’de toplumsal barışı muhafazamız için kişi başı ulusal gelirdeki artıştan Türkiye’de yaşayan herkesin adil bir hisse alması gerekiyor” diyerek kelamlarını tamamladı.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı