Bayram Sofraları Kalbinizi Yormasın!

Kurban Bayramı, bir yandan sevdiklerimizle bir ortaya geldiğimiz manevi bir atmosfer sunarken öteki yandan bilhassa kalp ve damar hastaları için sıhhat açısından kimi riskler barındırıyor. Kardiyoloji Uzmanı Dr. Canan Elif Yıldız, bayramda değişen beslenme tertibi, fizikî aktivitenin azalması ve ilaç kullanımındaki düzensizliklerin kardiyovasküler sıhhat üzerinde olumsuz tesirler yaratabileceğine dikkat çekerek kıymetli ikazlarda bulundu…

KIRMIZI ET VE YAĞLI BESİNLERLE KALP DAMARLARINA YÜK BİNDİRMEYİN

Bayramda kırmızı et tüketiminin bariz formda artış gösterdiği için, bilhassa kavurma, kuyruk yağı üzere doymuş yağ oranı yüksek besinlerin sık ve fazla ölçüde tüketilmesi, koroner arter hastalığı olan şahıslar için önemli riskler oluşturabildiğini anlatan Yeditepe Üniversitesi Hastaneleri Kardiyoloji Uzmanı Dr. Canan Elif Yıldız kelamlarını şöyle sürdürdü; “Amerikan Kalp Derneği, günlük doymuş yağ tüketiminin toplam kalorinin yüzde 5-6’sını aşmaması gerektiğini belirtiyor. Yani bu orana nazaran günde ortalama 2000 kalori alan bir birey için yaklaşık 11 ila 13 gram doymuş yağ tüketmesi gerekir.  Peki bu ölçü günlük beslenme sistemimizde ne manaya geliyor? Örneğin, 100 gramlık bir kavurma porsiyonu yaklaşık 8–10 gram doymuş yağ içerir. Bir tatlı kaşığı kuyruk yağı 4–5 gram, bir dilim işlenmiş sucuk ise yaklaşık 4 gram doymuş yağ barındırır. Yeniden tam yağlı kaşar peynirinin 30 gramlık bir diliminde ortalama 6 gram doymuş yağ bulunurken, tereyağlı bir poğaça 5–7 gram ortasında doymuş yağ içerebilir. Bu da gösteriyor ki, bilhassa bayram sofralarında bu cins besinler bir ortada tüketildiğinde, günlük doymuş yağ sonu basitçe aşılabilir.”

ETLERİ DİNLENDİREREK TÜKETİN, PORSİYON DENETİMİ YAPIN

Uzm. Dr. Yıldız, önerilerini şöyle sıraladı: “Yeni kesilmiş etin sindiriminin güç olması vagal sistemi etkileyerek kalp ritmini de bozabilir. Bu nedenle etlerin dinlendirilerek tüketilmesi, porsiyon denetimi ve yağsız pişirme yollarının tercih edilmesi büyük ehemmiyet taşıyor Ayrıyeten öğünleri taze sebzelerle desteklemek ve gün içinde birden fazla ağır öğün tüketmemeye itina göstermek, kalp sıhhati açısından son derece kıymetlidir.”

TUZ TÜKETİMİ VE HİPERTANSİYON: SESSİZ TEHLİKE DİKKAT!

Bayram sofralarındaki bir diğer sessiz tehlikenin de tuz tüketimi olduğunu hatırlatan Uzm. Dr. Yıldız, “Bayram sofralarında yer alan salamuralar, et suyu bazlı yemekler ve klasik tatlılar yüksek sodyum içeriği nedeniyle kan basıncında ani yükselmelere yol açabilir. Bu durum bilhassa, hipertansiyon hastaları, kalp yetmezliği olanlar, inme geçirmiş bireyler için hayati risk taşıyabilir.” Diye konuştu.

“Bu nedenle bayram sofralarında tuz tüketimini azaltmak büyük değer taşır” diyen Uzm. Dr. Yıldız, konuyla ilgili şu tekliflerde bulundu: “Etlerin pişirilme etabında ek tuz yerine baharat, limon, sarımsak yahut taze otlar kullanarak hem lezzetten ödün vermemiş hem de sodyum alımını azaltmış oluruz. Ayrıyeten, salamura yahut turşu üzere tuzlu yiyeceklerden uzak durulmalı, et suyu ile yapılan ağır yemekler hudutlu porsiyonlarla tüketilmelidir. Ayrıyeten, günlük sıvı alımını artırmak ve mümkünse sodyum içeriği düşük doğal maden suyu ya da sade su tercih etmek, hipertansiyon denetimine katkı sağlayacaktır. Bir öteki değerli nokta da tansiyon ilacı kullanın hastalar için.   Bu bireyler ölçümlerini bayram müddetince de sürdürmeli ve rastgele bir olağandışı durumda vakit kaybetmeden tabibe başvurmalı.”

SIVI İSTİKRARINA DİKKAT!

Yeterli sıvı tüketiminin bedenimizin vazgeçilmezi olduğunu lakin bayram üzere devirlerde çok tuzlu ve tatlı tüketimine bağlı sıvı alımının da arttığını ve bunun da dengesizlik yarattığını söyleyen Uzm. Dr. Yıldız, “Özellikle diüretik ilaç kullanan hastalarda sıvı alımının azalması hipovolemiye (düşük sıvı hacmi) neden olabilirken, çok tuzlu yemekler ve tatlılar ile birlikte fazla sıvı tüketimi de hipervolemi (aşırı sıvı yükü) riskini artırır. Bu dengesizlik, bilhassa kalp kası zayıf olan hastalarda akut kalp yetmezliği ve akciğer ödemi üzere acil müdahale gerektiren durumlara yol açabilir.” Diye konuştu. 

“İLAÇLAR MUTLAKA AKSATILMAMALI”

“Bayram tatili nedeniyle günlük rutinlerin bozulmasının ilaç alım saatlerinin unutulmasına da neden olabiliyor” diyen Uzm. Dr. Yıldız, “Antiplatelet (kan sulandırıcı), Beta bloker, ACE inhibitörü ve Antikoagülan üzere ilaçların sistemsiz kullanımı inme ve kalp krizi riskini artırabileceği hatırlanmalı. Münasebetiyle ilaçların sistemli kullanımını sağlamak için alarm kurulabilir ya da not alınabilir.” Diye konuştu. 

“KALBİNİZ İÇİN BAYRAM BOYUNCA HAREKET EDİN!”

Düzenli idman kalp sıhhatinin vazgeçilmezi olduğunu hatırlatan lakin bayram müddetince uzun saatler oturarak geçirilen vakit nedeniyle kalbin zorlanabildiğini anlatın Uzm. Dr. Yıldız, sözlerini şöyle sürdürdü: “Hareketsizlik kan sirkülasyonunu yavaşlatır ve tromboz (pıhtı) riskini artırır. Hafif tempolu yürüyüşler hem tansiyonu istikrarlar hem de kalp ritmini düzenler. Bu nedenle günde 20-30 dakikalık yürüyüşler, bayram boyunca kalbinize yapacağınız en bedelli yatırım olabilir.”

“UYKU SİSTEMİNİZİ KORUYUN”

Her ne kadar bayram tatili nedeniyle bir nebze de olsa günlük gerilim ve onun yarattığı riskler azalsa da bilhassa aritmi hikayesi olan şahısların uykusuz kalmamaya dikkat etmeleri gerektiğine işaret eden Kardiyoloji Uzmanı Dr. Canan Elif Yıldız, kelamlarını şöyle tamamladı: “Kalabalık ortamlarda geçirilen vakit, seyahat yorgunluğu ve uykusuzluk, sempatik hudut sistemini aktive ederek kalp suratını ve tansiyonu yükseltebilir. Bilhassa aritmi hikayesi olan bireylerde bu durum önemli ritim bozukluklarını tetikleyebilir. Unutmayın Kurban Bayramı’nı sağlıklı geçirmek için yalnızca ruhumuzu değil, vücudumuzu de dinlendirmek büyük değer taşıyor. Kalp-damar hastaları başta olmak üzere herkesin, bayramda tedavi protokollerine uyması, istikrarlı beslenmesi ve gerektiğinde doktor görüşü alması hayati kıymet taşıyor. Unutmayın: Kalbin en büyük bayramı, sistemli ritminde atmaktır. “

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı