Ailesi Şebnem hemşirenin vefatının araştırılmasını istiyor

İzmir’de hemşire olarak çalışan Şebnem Köker, nöbetten çıktıktan sonra çalıştığı özel hastaneden 4 Haziran’da ayrılıp, teze nazaran erkek arkadaşı olan Timurçin B. ile görüşmek için İstanbul’a gitti. Timurçin B. ile Köker, Kadıköy’de bir pansiyona yerleşti. 6 Haziran gecesi Şebnem Köker, kaldığı pansiyonun 5’inci katındaki odasının penceresinden demir korkuluklara düştü. Şebnem Köker olay yerinde ömrünü yitirdi.

Olayı görenlerin ihbarı üzerine kelam konusu adrese polis grupları sevk edildi. Polis, Timurçin B.’yi gözaltına aldı. Emniyette sözü alınan Timurçin B. akabinde özgür bırakıldı.

‘OLAYDA KUŞKU VAR’

İzmir’in Bornova ilçesi Yeşilova Mahallesi’nde oturan Şebnem Köker’in ailesi ve Bayan Cinayetlerini Durduracağız Platformu üyeleri, Köker ailesinin konutlarının önünde bir ortaya gelerek, olayda kuşku bulunduğunu belirtip, araştırılmasını istedi.

‘TELEFONU 18’DE DENİZE DÜŞTÜ DEDİ, 23’E KADAR BU TELEFONU KULLANMIŞ’

Şebnem Köker’in babası Abdullah Köker, kızının kaza ya da intihar nedeniyle ömrünü yitirmediğini öne sürerek kuşkuların ortadan kaldırılması için yetkililerden yardım istedi. Köker, kızının vefatının üzerindeki sır perdesinin kalkmasını istediğini belirterek, “Yalan sözlerle bu olayın üzeri kapatılıyor. Türk adaletine de güveniyorum. Kızımın olayının üzerindeki sır perdesinin kalkacağına inanıyorum. Basın mensuplarına teşekkür ediyorum. Şu anda bu olay intihar, kaza, düşme üzere gösteriliyor. Lakin bunun cinayet olduğuna eminim. Bana saat 18.00 ile 19.00 ortası telefonun denize düştüğünü söylüyorlar. Sözünde bunu söylemiş. Ama 23.00’e kadar kızım bu telefondan görüşme yapmış. Arkadaşlarıyla fotoğraf paylaşmış, mesajlaşmış. Hepsinin ispatı var” dedi.

‘İNTİHAR YA DA KAZA DEĞİL, BAYAN CİNAYETİ’

Kızının cinayete kurban gittiğini düşündüğünü söz eden Köker, konuşmasının devamında şunları söyledi:

“Şüpheli ‘İçerde boğuşma yaptık tırnağı koptu’ diyor. Karakola gittiğimizde bu şahsın üzerinde uzun kollu giysiler vardı. Bütün yaralarını kapatmak için giydiğini kestirim ediyorum. Bize bunu öteki türlü yansıttılar. Biz ya intihar ya kaza diye düşünerek İzmir’e geldik. İzmir’e geldiğimizde bunları öğrendik. Bu olayın bir intihar ya da kaza değil bir bayan cinayeti olduğunu İzmir’de öğrendim.”

‘ŞEBNEM’İN VEFATININ BAŞ ŞÜPHELİSİ ÖZGÜR BIRAKILDI’

Bayan Cinayetlerini Durduracağız Platformu üyeleri de “Kadın cinayetlerini durduracağız” ve “Anayasayı, maddeyi, mukaveleyi uygula” sloganları attı. ‘Sessiz Kalmıyoruz’ yazılı pankartlar taşıyan küme ismine konuşan Bayan Cinayetlerini Durduracağız Platformu Bayan Meclisleri Üyesi Hilal Susuz, Şebnem Köker’in vefatının üzerinden 7 gün geçtiğini hatırlatarak, tüm kuşkuları kaldırmak için gayret edeceklerini söyledi. Hilal Susuz şöyle konuştu:

“Şunu biliyoruz ki İstanbul Kontratı, yasalar, anayasa faal formda uygulansaydı Şebnem ortamızda olurdu. İstanbul Mukavelesi’ni uygulayıp bayan cinayetlerinin önüne geçmekle yükümlü olanlar tek gecede İstanbul Mukavelesi’ni feshettiler. Bizler bu mukaveleden vazgeçmeyeceğiz. Bu kontrat yaşatır. ‘Kadın cinayetleri azaldı’ diye açıklamalar yapılırken kuşkulu bayan ölümlerinin artmasını görmezden geliyorlar. Nasıl ki İstanbul Mukavelesi’nin uygulanmaması bayan cinayetlerini örtmeye çalışan erkeklere yürek verdiyse mukaveleden çıkılması bu yüreği artırdı. Şebnem’in ölümündeki baş kuşkulu hür bırakıldı. Ailesi daha acısını yaşayamadan Şebnem için adalet çabası veriyor. Hiçbir aile buna mecbur değil.”

‘ŞULE ÇET ÜZERE ŞEBNEM’İN MEVTİ DE AYDINLATILACAK’

İstanbul’da 19 Haziran’da bir ortaya geleceklerini ve aksiyon yapacaklarını belirten Hilal Susuz, “Devlet sistemi ortadaki kuşkuları açığa çıkarmakla yükümlüdür. Baş kuşkulu neden özgür bırakıldı? Ortada kuşku varsa aydınlatılmalı. Nasıl ki Şule Çet kardeşimizin kuşkulu bırakılmaya çalışılan vefatı aydınlatıldıysa Şebnem’in mevti de aydınlatılacak. Bizler 19 Haziran’da İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmiyoruz aksiyonuna katılacağız. Biliyoruz ki bayan cinayetlerinin önüne lakin bu kontratın uygulanmasıyla geçilebilir. Yalnızca 2020 yılında 300 bayan öldürüldü. 171 bayan kuşkulu biçimde hayatını yitirdi. Bir sabaha daha bayan cinayeti haberiyle uyanmak istemiyoruz. Bir defa daha buradan herkese bu uğraştan vazgeçmediğimizi söyleyelim.”

Küme, açıklamanın akabinde dağıldı.